İstanbul’da 20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali açılışı Atlas Sineması’nda yapıldı
İstanbul’da bu sene 20’nci kez düzenlenen Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 2 Mayıs’ta Atlas Sineması’nda açılışını yaptı. Saat 19.30’da başlayan açılış gecesinde seyirciler fuaye alanındaki standda katalogları, gösterim programları broşürlerini inceledikten sonra bu sene 20’nci yıla özel hazırlanan kitaptan da edindi. Hatıra pankartı önünde fotoğraflar çektirildi. Hatıra fotobloku ve İFF’nin sloganlarını içeren lolipop dövizlerle fotoğraf çektirenler de kendi sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yaptı. Konuklarla fuaye alanında röportajlar yapıldı. Burada fuaye alanındaki dijital ekrana yansıtılan yaklaşık 20 dakikalık videoda 20 senede biriktirilen arşiv görüntüleri izledi. Program için salona davet edilenler yavaş yavaş salonu tıka basa doldurdu.
Açılış gecesinin sunuculuğunu Emre Canpolat üstlendi. Program başlarken ilk olarak “20 yıldır buradayız! Ne bir sponsorumuz oldu, ne bilet gişeleri kurduk, ne de filmleri birbiriyle yarıştırdık! İşçilerin, emekçilerin, halkların, ezilenlerin, görülmeyenlerin hikâyelerine yer açtık! Özgürce, dayanışmayla, inatla ve aşkla! Bugün bu sahnede 20. yılımızı kutluyorsak, bu; yalnızca film yapanların değil, izleyenlerin, hayal edenlerin, gönüllü emeğini ortaya koyanların zaferidir! Bu festival, başka bir dünya kurma hayalini hayata geçirmek için çabalayan bir avuç insan ile başlayıp yüzlerce gönüllünün el birliğiyle büyüttüğü bir direniş ve varolma öyküsüdür!” denildi. Sahneye ilk olarak festivalin gönüllülerinden Şafak Üstündağ davet edildi. Üstündağ konuşmasında “İşçi Filmleri Festivali 20. yılında. Tüm baskı ve adaletsizliklerin ortasında bir araya gelebileceğimizin, direnebileceğimizin de göstergesi bu festival” dedi.
Konuşmada ayrıca, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden İFF emekçisi ve gazeteci Ceren Kaynak İskit de anıldı.
Festival seçkisinden hazırlanan bir videonun izlenmesiyle devam eden programda festivalin aslında 1 Mayıs’ta alanlarda açılışını yaptığı hatırlatılarak İstanbul’un 1 Mayıs’ından görüntülerle yapılmış kolaj izlendi.
Ardından festivale sinema emekçileri ve sendikacılardan gelen video mesajlar gösterildi.
Açılış gecesinde ayrıca, 19 Mart’ta başlayan mücadele sürecinin öznelerinden üniversite öğrencilerinin direnişlerinden kesitler gösterildi. Ardından üniversitelileri temsilen beş öğrenci sahneye çıktı.
Üniversitelilerden biri “Korku duvarlarını yıkarak akademi boykotta dedik. Ben Saraçhane eylemlerinde gözaltına alınıp tutuklanmıştım. Tekrar söylüyoruz. Gençleri susturumayacağınız gibi Taksim’i de yasaklayamazsınız” derken bir diğeri de “Mesele sadece bir diploma meselesi değildi. Biz üzerimizdeki 20 yıllık karanlığı yırtmak için oradaydık. Berkin için, Ali İsmail için oradaydık. Onların isyanını kuşanıp geldik” dedi. Bir diğer üniversiteli de “Beyazıt’ta sadece barikatları değil, gençliğin korku duvarlarını da yıktık. Dün bizimle Taksim’e çıkmaya çalışan herkese ve bu festivalin emekçilerine teşekkür ederim” dedi.
Festivale yıllardır emek veren; Alin Taşçıyan, Ayşe Çetinbaş, Mert Fırat, Serdar Orçin, Güzide Arslan ve Taner Rumeli’ye teşekkür plaketi verildi.
Taner Rumeli, “Bu festival benim için çok özel. Bir işçi çocuğuyum ve işçiyim. Her sorunun sınıfsal olduğunu ve her çözümün dayanışmayla olacağına inandım. Teşekkür ederim” dedi.
Güzide Arslan “Ben bir işçi çocuğuyum. Alevi’yim aynı zamanda. Çocukken odamda Che Guevara, Deniz Gezmiş, 12 imam ve Yılmaz Güney posterleri vardı. Her sabah o Yılmaz Güney posterindeki şiire bakıp bunu ne zaman topluluk önünde okuyacağımı düşünürdüm. İşte şimdi okuyacağım” dedi.
Alin Taşçıyan “20 yıl oldu. Hala çok başarılı şekilde ilerliyor. Teşekkür ederiz” dedi.
Mert Fırat “Bu onurlu duruşu 20 yıldır sürdüren, bayrağı düşürmeyen tüm festival emekçilerine teşekkür ederiz. Umudu yitirmeye izin vermeyen tüm gençlere, arkamızdaki yoldaşlarımıza teşekkür ederim” dedi.
Serdar Orçin “Böyle bir festivali 20 yıl sürdürebilmek büyük bir başarı. Daha kötüsü olmaz dediğimiz her yıl daha kötüsünü de yaşadık. Ama umudu yeşertmemize sebep olan direnisleri de gördük. Umudu yeşertenlere ve festival emekçilerine teşekkürler” dedi.
Festivalin açılışında, geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 15 Nisan’dan bu yana İstanbul’da özel bir hastanenin yoğun bakım servisinde tedavi gören DEM Parti İstanbul Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafı da sahneye yansıtıldı.
Sinema, televizyon ve tiyatro alanlarında faaliyet gösteren kadınların sektördeki mobbing ve tacize karşı dayanışma amacıyla kurduğu “Susma Bitsin” platformunun kurucuları arasında yer alan, cast direktörü Ezgi Baltaş’a “Set İşçisi Plaketi” verildi. Baltaş’ın plaketini, yönetmen Emin Alper verdi.
Emin Alper “Sinema görünmez emekçilerin omuzlarında yükselen bir sanat. Ezginin şahsında tüm semt emekçilerine teşekkür ediyorum. Ezgi daha çok genç yeteneği yönetmenlerle tanıştıracak” dedi.
Ezgi Baltaş “Buradan anneme teşekkür etmek istiyorum. Yaşadığımız son baskılara dair de şunları söylemek istiyorum. Lubunyalar vardır. İşçi lubunyalar vardır. Onları görünmez kılmaya çalıştıkça daha da görünür olmaya devam edecekler” dedi.
Ardından, yönetmen Yeşim Ustaoğlu’na “Onur Plaketi” verildi. Ustaoğlu’nun plaketini, yönetmen Belmin Söylemez verdi.
Yeşim Ustaoğlu “Çok uzun zamandır yollarda olmayı kendime iş edindim. Bu topraklarda nelerin yaşandığını, değiştiğini gördüm. Görmeye de devam edeceğim. Gözümü tabiattan alıp insanlara çevirdiğimde kadınların, işçilerin, çocukların dilini aldım. Bu ödülü de onlar adına alıyorum” dedi.
Ustaoğlu’nun ardından festivalin açılış filmi Döngü’nün yönetmeni Erkan Tahhuşoğlu kısa bir konuşma yaptı.
Emre Canpolat’ın “Yaklaşıyoruz gecenin sonuna. Ama bu festivali organize eden onlarca gönüllümüz bugün burada, kimi teknik odada çalışıyor, kimi fuayede” diyerek tüm gönüllüleri sahneye davet etti.
Sonrasında verilen kısa aranın ardından filmin gösterimi yapıldı. Arada tekrar fuaye alanında hatıra fotoğrafları çektirildi.
Sendika.Org