Airbnb kayıtlarındaki hiçbir yer, misafirlerin konaklama yerlerine ulaşmaları için geçmek zorunda kalabilecekleri yüzden fazla yerleşik İsrail askeri kontrol noktasının konumuna dikkat çekmiyor
Airbnb kayıtlarındaki hiçbir yer, misafirlerin konaklama yerlerine ulaşmaları için geçmek zorunda kalabilecekleri yüzden fazla yerleşik İsrail askeri kontrol noktasının konumuna dikkat çekmiyor
Airbnb kayıtlarındaki hiçbir yer, misafirlerin konaklama yerlerine ulaşmaları için geçmek zorunda kalabilecekleri yüzden fazla yerleşik İsrail askeri kontrol noktasının konumuna dikkat çekmiyor. Fotoğraf: Majdi Mohammed/AP
Airbnb‘nin işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim bölgelerinde bulunan mülklerin düzinelercesini İsrail devletinin içinde listelemesi, teknoloji platformunun bu topraklardaki kiralardan kazanç sağlama konusunun hukuki durumu ile ilgili soruları gündeme getiriyor.
Küresel konaklama rezervasyon web sitesi; İsrail ve şirketin web sitesinde Batı Şeria ve Gazze olarak tanımlanan “Filistin Bölgeleri” dahil 190’dan fazla ülkedeki kayıtlarla övünüyor. Fakat Filistin Bölgeleri’ndeki Airbnb mülklerinde yapılan bir arama, Filistin şehirleri Ramallah ve Nablus’taki kiralık yerleri gösterirken, Efrat, Ma’ale Rehavam ve Tekoa gibi yerleşim bölgelerindeki mülkler İsrail içerisinde listeleniyor.
Bu Yahudi yerleşim bölgeleri, 1948 savaşından sonra İsrail, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye orduları arasındaki 1949 Ateşkeş Antlaşmaları’yla tanımlanmış sınır olan “yeşil hattı” aşıyor. Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimleri uluslararası toplum tarafından genellikle yasadışı olarak görülüyor ve kendi ayakları üzerinde duran Filistin devletine karşı uzun zamandır büyük bir barikat olarak görülüyor.
Binyamin Netenyahu liderliğindeki İsrail hükümetiyle yerleşim bölgesinin genişlemesi hız kazandı. Tüm İsrail’deki yüzde 9,6 oranındaki nüfus artış hızıyla kıyaslandığında Yahudi yerleşimci nüfusu, 2009 ila 2015 yılları arasında yüzde 23 büyüdü, 400 bin kişiye ulaştı.
Airbnb’de, geceliği 471 NIS (120 Amerikan Doları) olarak ilanı verilmiş bir kır evinin sahibi olan Lily, “İnsanlar bize Efrat’ın İsrail devletinin parçası olduğunu bilerek geliyorlar ve emniyet ve güvenlik konularında endişe duymuyorlar ” diyor.
Efrat, Kudüs’ün 12 km güneyinde, yeşil hattın 6,5 km doğusunda, işgal altındaki Filistin topraklarında 1983 yılında kurulmuş bir Yahudi yerleşim bölgesidir.
Lily Guardian’a, 30 yıldır Efrat’ta yaşadığını ve mülkünün “İsrail’in bir parçası” olduğunu belirtti.
“Burası bizim ülkemiz ve kalmak istiyoruz” dedi.
Misafirler, Lily’nin kır evine ulaşmak için iki İsrail askeri kontrol noktasından geçmek zorunda kalacaklar. Lily, “İsrail’de ve dünyada, Paris, Kaliforniya, Tel Aviv, Şikago her yerde riskler var” diyor.
Airbnb sözcüsü Nick Papas, Airbnb platformunun Google Haritalar ile güçlendirilen kayıt konumlarında bir seçim unsuru içerdiğini öne sürdü. Papas, “Google Haritalar ev sahiplerine otomatik olarak bir adres önerir, fakat ev sahipleri bu adresi değiştirmeyi tercih edebilir ve bazı durumlarda Google Haritalar otomatik olarak bir ülke önermez” diyor.
Papas, “İş yapabildiğimiz yerlerdeki yasa ve yönetmelikleri takip ediyor ve özel kayıtlar hakkında dile getirilen endişeleri araştırıyoruz” diyor. Fakat bağlı oldukları ilgili yasa ve yönetmeliklere ilişkin soruları doğrudan cevaplamıyor.
Hem İsrail hem de Filistin hükümetlerinin yetki sınırlarında olduğunu iddia ettikleri yerlerde, Airbnb’nin hangi ülkenin kurallarını takip ettiği belirsiz.
Airbnb, büyüyen teknoloji girişimleri sahnesine ev sahipliği yapan İsrail’de giderek daha fazla popülerleşiyor. (PriceWaterhouseCooper, İsrail’deki teknoloji şirketlerinin 2014 yılındaki satış ve halka arzlarına yaklaşık 150 milyar dolar değer biçti.) Haaretz’e göre, İsrail’de 13 bin Airbnb kaydı var ve 2014 yılında şirketin kiralık yerleri 128 bin misafir tarafından kullanıldı.
Özel yetkili Filistin Büyükelçisi Hüsam Zomlot, işgal edilmiş topraklardaki konaklama kayıtları için şirketi kınadı.
Zomlot, “Bu, sadece tartışmalı değil, yasadışı ve suç teşkil ediyor. Bu web sitesi çalınan mülkleri ve toprakları destekliyor. İşgalden çıkar sağlayan bu gibi şirketlerin mahkemeye çıkarılacakları zaman gelecektir” diyor.
Bir başka Airbnb ev sahibi İtzhak Levit, Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim bölgesi olan Tekoa’da, geceliği 810 NIS (206 Amerikan Doları) olan, pastoral bir taş avlu ve yemyeşil üzüm asmasının eşlik ettiği, üç yatak odalı bir ev ilanı veriyor. Tekoa, İsrail’in tam askeri kontrolü altındaki C Bölgesi’nde yer almaktadır. Oslo Anlaşması uyarınca, 1999 yılına kadar Filistin Otoritesi’ne geri verilmiş olmalıydı.
Levit Guardian’a, Tekoa’nın uluslararası yasalarla uyumlu olduğunu söyledi. “İsrail hiçbir zaman 1967 yılında işgal edilen bölgeler için geçerli olan Cenevre Sözleşmesi’nin kararlarını kabul etmemişti. İsrail yasalarına göre Tekoa ve Batı Şeria’daki yerleşim bölgelerinin büyük kısmı yetkili yerleşim bölgeleridir, bu yüzden tamamen yasal ve ulusal yasalarla uyumludur.”
Uluslararası hukuk profesörü ve Filistin insan hakları eski Birleşmiş Milletler özel raportörü John Dugard, bir yerleşimde Airbnb kirasında kalma, “yerleşim kurma suçu kurulunun işini kolaylaştırır” ve “bu nedenle suça yardım ve yataklık eder” diyor. Dugard benzer şekilde, “yasadışı [bir] yerleşim bölgesinde inşa edilmiş mülklerden para kazandığından” ötürü Airbnb “teoride bir suçun işlenmesine yardım ve yataklıktan [Avrupa Birliği’nde] yargılanabilir” diyor.
Airbnb, uluslararası hukuk kapsamındaki durumu hakkında kendisine yöneltilen soruları doğrudan yanıtlamadı.
Airbnb web sitesinde İsrail’de listelenen diğer kiralık yerler Kraf Eldad, Nokdim, Ma’ale Adumim, Nofei Prat ve Keidar’dadır. Birkaç ev sahibi mülklerinin “yerleşim bölgesinde” ya da Yahudi mahallelerinde olduğunu belirtiyor, fakat Airbnb kayıtlardaki hiçbir yer için İsrail işgalinden bahsetmiyor, güvenlik ve emniyet endişelerini listelemiyor ya da misafirlerin konaklama yerlerine ulaşmaları için geçmek zorunda kalabilecekleri yüzden fazla yerleşik İsrail askeri kontrol noktasının konumuna dikkat çekmiyor.
Yahudi mahallelerindeki kayıtlar da tüm Airbnb kullanıcılarının konaklamalarında hoş karşılanıp karşılanmadıklarına bariz bir şekilde dikkat çekiyor. Aralık ayında, Harvard’dan araştırmacılar, adlarından Afro-Amerikalı olduğu anlaşılan kullanıcılara karşı Airbnb ev sahipleri tarafından “yaygın ayrımcılık” yapıldığını tespit eden bir rapor yayınladı.
Levit, Guardian’a Filistinli bir misafiri ağırlamaya gönüllü olacağını söyledi. Guardian tarafından görüşülen diğer ev sahipleri kimi ağırlayacakları hakkında yorumda bulunmayı reddetti.
Papas, “Ayrımcılığın bizim platformumuzda yeri yok ve ulaşan her iddiayı araştırıyoruz” diyor.
[The Guardian’daki 13.01.2016 tarihli İngilizce orjinalinden Enes Ateş tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir.]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.