Egemen Bağış’ın Avrupa’yı kırıp geçiren esprilerinden ve Akif Beki’nin “mizah bitmiştir” dediği derin tespitlerinden sonra, İdris Naim Şahin’in “tuvalle de terör olur” açıklamalarından önce yaptık aşağıdaki söyleşiyi. Penguen çizeri Metin Üstündağ, nam-ı diğer Met-Üst ile mizah-iktidar ilişkisini konuştuk. Met-Üst’ün “memleketin saçması kaydı” tespiti, İdris Naim Şahin tarafından acilen doğrulandı. İster gülün, ister ağlayın. İyi okumalar… […]
Egemen Bağış’ın Avrupa’yı kırıp geçiren esprilerinden ve Akif Beki’nin “mizah bitmiştir” dediği derin tespitlerinden sonra, İdris Naim Şahin’in “tuvalle de terör olur” açıklamalarından önce yaptık aşağıdaki söyleşiyi. Penguen çizeri Metin Üstündağ, nam-ı diğer Met-Üst ile mizah-iktidar ilişkisini konuştuk. Met-Üst’ün “memleketin saçması kaydı” tespiti, İdris Naim Şahin tarafından acilen doğrulandı. İster gülün, ister ağlayın. İyi okumalar…
AKİF BEKİ YİRMİ BİNLİK BİR GAZETEDE ÇALIŞIYOR, MİZAH DERGİLERİNİN TOPLAM TİRAJI İKİ YÜZ BİNE ULAŞIYOR. KENDİSİ KARAR VERSİN BİTEN HANGİSİYMİŞ…
AKLISELİM KONUŞTUĞUNUZ ZAMAN SİZ SAÇMA GELİYORSUNUZ ÇÜNKÜ MEMLEKETİN SAÇMASI KAYMIŞ DURUMDA. BAZEN GERÇEĞİ SÖYLEMEK KOMİK OLUYOR…
PENGUEN’İN SAYFALARI DEĞERLİDİR, EGEMEN BAĞIŞ’A YUMURTALARDA BİLE SANMIYORUM Kİ YER VERELİM…
Öncelikle “karikatür mizahı muhaliftir” fikri üzerine konuşalım. Gerçekten karikatür, mizah muhalif midir?
Muhalif dersek iktidara talip olduğunu da söylememiz gerekir, biz iktidara talip değiliz. Sadece olanın saçmalıklarını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Karikatür kelime anlamıyla bozmak demektir. Yani yapı bozucu bir sanattır. Olan bir şeyi bozan bir sanattır, iktidara da kafası bozulur. Ama muhalefet dediğimiz zaman bir parti gibi olur, iktidara alternatifmiş gibi ama biz öyle değiliz. Biz kendimize de kafası bozulan tipleriz. Yani o klişe bir tanımdır, güldürürken düşündürmek gibi, mizah, muhalefet gibi bunlar klişe şeylerdir. Üstüne çok fazla düşünülmemiş artistik laflardır. Çünkü mizah her türlü iktidara karşıdır, kendi iktidarına da karşıdır. Dolayısıyla anarşist, yapı bozucu tarafı vardır. Biz hiçbir şeye alternatif değiliz. Yani mizahın açıklaması bu bence, keyifli, eğlenceli gerçeklikler üretmektir mizah.
O zaman mizahın belli başlı bir ideolojisi vardır da denemez herhalde…
Yani tek bir şeyi yoktur; ideoloji de bir klişedir, ona da karşıdır. Mizah her şeyi bozar, tapusu ve tabusu yoktur. Dolayısıyla tanımlanırsa biter. İdeoloji de tanımlanan bir şeydir zaten. Mizahın ideolojisi, ideolojisizliğin ideolojisi olabilir. Bunu kişiliksiz anlamında söylemiyorum, yani bukalemun gibi değildir. Sadece her an değişebilir. Kendine bile karşı çıktığı için onu söylüyorum. Çünkü ideolojide yapı kurma, bir şey inşa etme vardır. Mizah her türlü şeyi yıkmak istiyor, doğası bu. Kendisi de dâhil bu yıktığı şeylere.
Biraz daha her şeyden bağımsız gibi…
Mesela bizim dergi mizahı bağımsızdır. Her türlü kavramla, kişiyle, olayla, kurumla bir mesafe içindedir. Kimsenin sözcüsü değildir, kendisinin de sözcüsü değildir. Yani gariptir, delidir, doludur.
Mizahçılar iktidarın baskısını nasıl yaşıyor ve iktidarın mizaha bakış açısı nedir? Sonuçta çizilen karikatürler yüzünden davalar açılıyor, iktidar kendi mizahını da yaratmaya çalışıyor, en basitinden kendi yandaş mizah dergilerini de çıkartır hale geldi. Bu konuda ne diyorsunuz?
Bir görünen iktidarlar var bir de görünmeyen iktidarlar var. Görünen iktidarlardan birisi hükümettir. Onun uygulamalarıyla ilgili zaten çeşitli karikatürler, mizah yapılıyor. Biraz onların bir şey yapması gerekiyor ki sonradan onun mizahı yapılsın. Durup dururken onlara çatılmıyor, onlar bir eylemde bulunuyor ondan sonra mizahı yapılıyor. Siyaset ülkemizde boşluktan karizma yaratma sanatı biraz. Karikatür de mizah da bunu çabucak gösteren bir sanat türü olduğu için iktidarlar sevmez karikatürü. Çünkü mizah “kral çıplak” deme sanatı. Ama iktidar muhalefet partisiyken mizahı sever, iktidara geldiği zaman sevmez. Yani hep övülmek ister iktidar, okşanmak, arkası sıvazlanmak ister. Karikatür ise öyle bir şey değildir. Karikatür hep onun eksik yanlarını görmek zorundadır. Yani bozacak taraflarını görmek zorundadır doğası gereği. Yani eleştirdiği için adı mizah.
Zaten iktidarların yaptığı karikatürler pek komik olmuyor. Bu da bunun sebebi olabilir herhalde?
Yani ezilenden yanadır mizah, karikatür. Dolayısıyla “aa ne güzel eziyoruz” diye mizah olmaz. Yani mizah empati kurar, taraf tutar, tarafı da ezilenin yanında tutar. Patron işçi ikilisinde işçiyi tutar, komutan er ikilisinde eri tutar, koca karı ilişkisinde kadını tutar, öğretmen öğrenci ilişkisinde öğrencinin tarafını tutar, tanrı kul ilişkisinde kulun tarafını tutar, hayat ölüm ilişkisinde de hayatın tarafını tutar. Hep ezilen, yenilen ve yenilecek olanın tarafını tutar. Bu onun sesi olarak çıkar, ondan komik ya da kederli olur yoksa iktidarın tarafını tutarsa komik olmaz. İnsani de olmaz bence.
Zaytung, Bobiler ve mizah dergileri meclise bile girmeye başladı. Siyasi partilerin, politikacıların hatta meclisin mizah yapar hale gelmesi sizce de acayip değil mi?
Aslında şöyle bir şey oldu, olup bitenler o kadar komik ki, mizahçılar olaya, duruma mantıklı bakınca, bakılması gerektiği gibi bakınca komik algılanıyor artık. Memleketin saçması kaydı, yani saçmanın da bir mantığı var o iyice kaydı. Dolayısıyla hayat diye yaşadığımız o kadar saçma sapan şeyler var ki sadece siyaset değil, bayram tatillerinde 150 kişinin ölmesi ya da bir savaşın 30 yıl sürmesi, bunlar o kadar olağan şeyler ki kimse şaşırmıyor. Dolayısıyla burada aklıselim konuştuğunuz zaman siz saçma geliyorsunuz çünkü memleketin saçması kaymış durumda. Bazen gerçeği söylemek komik oluyor.
Akif Beki “mizah dergileri bitmiştir” açıklamasını yapmıştı…
Kendisi yirmi binlik bir gazetede çalışıyor, mizah dergilerinin toplam tirajı iki yüz bine ulaşıyor. Kendisi karar versin biten hangisiymiş.
Son olarak şunu sormak istiyorum, Egemen Bağış’a yaptığı son esprisinden sonra hiç köşe vermeyi düşündünüz mü?
Her dönem mizah yaparken kendisi mizah malzemesi olan siyasetçiler olmuştur. İşte Osman Durmuş vardı, uyuyan bakan vardı, döneminde kendini mizah malzemesi eden bakanı o gibi görünüyor. Mizah yapmak ise mizahçıların tekelinde değil, herkes mizah yapabilir ama iyi mizah yapmak gerekiyor. İyi mizah yapan iyi siyaset de yapar diye düşünüyorum. Bir de Penguen’in sayfaları değerlidir, Egemen Bağış’a yumurtalarda (derginin amatör çizerlerin çalışmalarına ayırdığı sayfa) bile sanmıyorum ki yer verelim.
Belki de yoksulların ve ezilenlerin elinde kendilerini savunacak hiçbir şey kalmadığında, tek kendilerini savunma yolu mizah olacaktır.
Sendika.Org / Uğur Aksoy